Posts Tagged 'faşizm'

Düşünceyi yönetmek

İnsanın evrilmesinin hayvanınkinden farkı, fiziksel rekabetin değil zihinsel rekabetin öne çıkması. Fiziksel rekabet eski zamanlarda savaş, yokluk, açlık gibi zor durumlarda en güçlü bedenlere sahip olan insanları seçmiş, ama bu evrim bir noktadan sonra, yani uygarlığın kurulmasından sonra yerini zihinsel evrime bırakmış. Savaşları güçlü olan değil, zeki olup daha iyi silahları geliştiren, daha iyi taktik uygulayanlar kazanır olmuş. Zihinsel evrim sürüyor ve zihinsel rekabette önde olanlar (örneğin Batı, örneğin sermaye sınıfı) geride olanlara (örneğin III. Dünya, Türkiye, örneğin işçi sınıfı) egemen olmayı sürdürüyor. Bu egemenliği yalnızca askeri ve ekonomik olarak anlamamak gerekir. Zeki ve bilgili olanlar, aptal ve cahil olanların üzerinde her alanda tam bir egemenlik kurmak ister. Bunun için eldeki bütün araçları kullanırlar. Basın ve kitlesel iletişim araçları da bunlardan biri. Aslında kitlesel iletişim kavramında bir sorun var, çünkü televizyon, gazete, kitap ve kısmen internet gibi araçlar tek yönlü çalışıyor, yani iletişime değil, yalnızca iletime hizmet ediyor. Bu, ciltlerce kitabı doldurabilecek bir araştırma konusu. Basında dezenformasyon (bilgi çarpıtması), basın yalanları, Hollywood yalanları, televizyonun uyuşturması gibi anahtar sözcükleri aratarak bu konuda pek çok çalışmaya ulaşabilirsiniz. Elbette bu sözcüklerin İngilizcelerini de aratmanız gerekecek, çünkü ülkemizde bu konuda pek az ciddi çalışma var. Okumaya devam edin ‘Düşünceyi yönetmek’

Özgürlüğünüzü altın tepside sunmayın

Uzun süre sonra hayırdır diyeceksiniz. Ben burada çizmek istediğim resmi büyük oranda çizdiğimi, uyarımı yaptığımı düşünüyorum. Bunun ötesinde güncel konuları izleyip yorum yazmayı düşünüyordum ama okumakta ve yazmakta olduğum başka şeyler yüzünden blogu ihmal ettim. Ordu Suriye’ye girerse Rusya doğalgazı kesecek, işte o zaman çok eğleneceğim ve bir şeyler yazacağım. Veya ABD Suriye bahanesiyle Türkiye’ye asker çıkarır ve o asker de RTE’nin yapıştığı gibi yapışır kalırsa, bu kez hızlandırılmış bir iç savaş ve çöküş süreci başlayacak ve bir şeyler yazacağım. Veya İsrail ve köpeği ABD İran’a girer, petrol musluğu kapanır, benzin karnesi başlarsa yazacağım. O ana dek çürüme ve yıkılma süreci rayına oturmuş, ilerliyor, ben de bir yandan dua edip bir yandan lanetler yağdırarak öngörülerimin gerçekleşmesini izliyorum, yapacak bir şey yok.

İnsanların aptallığının yeni sınırlarını keşfeder, ufkumuzu genişletirken; egemen onbinde bir, gökyüzüne uçaklarıyla zehir boşaltır, para kazanma ve harcama özgürlüğümüzü günden güne daraltırken, deri altı çip için gün sayarken, aşılarıyla çocuklarımızı, biyoteknolojileriyle yiyeceğimizi zehirler, sağlık sistemini çökertir, zehirden hastalanınca tedavi olma umutlarımızı yıkarken, yer altı ve yer üstü suyumuzu, hatta havada henüz yağmayı bekleyen bulutu  litre litre gasp ederken, düşünme ve konuşma özgürlüğümüzü dört bir taraftan ablukaya alırken, yeni sivil ve savaş teknolojileriyle, sanayi atığıyla arıyı, kuşu, otu, böceği, balinayı yeryüzünden silerken, insanı bedeni ve ruhuyla alınıp satılacak bir “mal”a dönüştürürken… bazıları “neden özgürlüğümü kendi ellerimle kısıtlamıyorum ki” diye düşünüyor olmalı ki, Facebook’a üye olmak, Twitter’da aptallığını 140 harfe sığdırmaya çalışmak, 24 saat cep telefonu kullanmak, mesleki bilgilerini Linkedin’de cümle aleme ilan etmek, yaşamını ipotek ederek kredi üstüne kredi çekmek gibi işlerle meşgul oluyorlar. Sevdiğim insanlara yaptığım uyarıları burada kısaca okurlarıma yapmak istiyorum.

1) Banka

Kardeşim! Banka senin dostun değildir. Biliyorum, inanması zor ama, gerçek bu. Şartları zorla, kredi alma, şartları zorla, kredi kartı kullanma, şartları zorla, bankaya müşteri olma. Birikimini fiziki karşılığı olan altın hesabında veya kiralık kasada fiziki altında  tut. Vadesiz ve vadeli tüm mevduat hesapları, döviz, fon, altın fonu, hisse sendi, tahvil, bono vb. tüm yatırım araçları faize konudur. Faiz alma, aldırma, verme, verdirme, suça ortak olma. Aldığın ve verdiğin faizler çocuğuna pranga, kelepçe, başına bomba olarak geri dönecek. Kredi kartınla yaptığın alışverişlerin bilgisi sonsuza dek saklanıyor. Bilgi silahtır. Dostun olmayan insanların eline silah verme. Bankaya para kazandırma. Banka senin daha doğmamış çocuğunu sömürüyor. Artık gizleme gereği bile duymuyorlar. Bir banka açıkça diyor ki: “O kadar kuş beyinlisiniz ki, bizden it gibi kredi alacaksınız, eşek gibi çalışıp ödeyeceksiniz.”

2) İnternet

Facebook’tan çık. Facebook bir şirket, amme hizmeti yapmıyor. Hani reklam da görmüyoruz. O zaman ne alıyor, ne satıyor? Seni satıyor! Senin bilgilerini, gönüllü olarak bütün dünyaya açık ettiğin mahremini satıyor. Sahibi ve yöneticilerinin kirli bağlantıları ortada. Bunlar gizli şeyler değil. Dostlarınla eposta grupları üzerinden haberleş. Facebook ve Twitter paylaşımları yüzünden işten atılan, soruşturma geçiren, mahkemelik olanın haddi hesabı yok. Google kullanıyorsan bilgilerini paylaşmadan kullan. Google her kullanıcısının arama kaydını ve ulaşabildiği diğer bilgilerini ileride ticari ve hukuki olarak kullanılmak üzere tutuyor. Başka arama motorlarını veya Google sonuçlarını kimliğini gizleyerek getiren siteleri kullan. Chrome kullanırken eklenti yükleme, kullanıcı girişi yapma, en iyisi Chrome kullanma. Kopyası olan Yandex’i dene. Google, Twitter, Facebook… Bunların hepsi üç beş kişilik dar bir çevreden yönetiliyor ve bunlar gizli değil. Linkedin de farklı değil. Gerçek adınla işinin gücünün kaydını tutuyor. Fotoğraf paylaşım sitelerine kendi fotoğrafını koyma. Rumuz kullanmak seni korumaz. Facebook’taki fotoğraflarla diğer fotoğraflardaki yüzleri eşleştirebilen yazılımlar var. Kural neydi? “Bir olanak var ise, yeryüzünde herhangi bir anda o olanağı kötü amaçlar için kullanan en az bir kişi vardır.” Her siteye gerçek adınla girme. Hatta internete VPN ile bağlan. IP adresini gizlemenin yollarını öğren. “Ben suç işlemiyorum ki?” deme. Bugün suç olmayan şey yakında suç olabilir. Ve bu olduğu zaman seni mahkum etmek için senin hakkında tutulmuş bütün kayıtlara ulaşacaklarına emin ol. Anayasa kitapçığı, Nutuk, Suç ve Ceza gibi “normal” eserler bile belli şartlarda suç delili olabiliyor.

3) Cep telefonu

Cep telefonları sadece beynini pişirip kanser yapmakla kalmaz. Cep telefonları senin bulunduğun mahalle bilgisini dünyanın her yerinde takip edilebilir kılar. Bunu bilerek kullan. Her isteyene, özellikle satıcılara, şirketlere cep numaranı verme. Bilinmeyen numaralar servislerinden numaranı çıkarttır. Seni reklam için arayanlara telefon numaranı nereden bulduklarını sor, yanıtlamadıkça onları dinlemeyeceğini söyle.

Ve genel ilke… Sana yaklaşan hiç bir ticari işletme, hiç bir politik örgüt senin iyiliğini düşünmez. Bütün yenilikler ya ticari ya da politik örgütlerden gelir. Dolayısıyla bütün yeniliklerin altında bir bit yeniği, bir kötü niyet vardır. Kuşkucu ol kardeşim! “Bunlar bana ne verecek?” deme, “Bunlar benden ne istiyor?” de. Aptal olma. Özgürlüğünü alacaklarsa da buna önce güç yetirsinler. Koyun olma! Koyunlar bile kurda kendilerini kendi istekleriyle teslim etmezler.

Güncelleme:

http://www.internetworldstats.com/stats4.htm

Bu adreste Facebook üyelerinin sayısı sıralanıyor. Excel’de hesapladım. Yarım porsiyon ülkeler Güney Kıbrıs ve Karadağ’ı saymazsanız Türkiye %88 ile Avrupa’nın Facebook’a en çok üye olan ulusu. Türkiye’de nüfusa göre internet erişim oranının (penetration deniyor) düşük olduğunu da hesaba katınca, kabaca şunu söyleyebiliriz:  İnternete kapağı atan Türk, soluğu Facebook’ta alıyor. Bu istatistik bize bir şey anlatıyor. 14 yıldır internet kullanıyorum, Türkiye’nin interneti yabancıladığını, interneti ticaret ve haberleşme için benimseyemediğini, çoğunluğun interneti hala oyuncak sandığını söyleyebilirim. Belli ki Facebook, Türk’ün imgeleminde internet kavramının büyük bir kısmını oluşturuyor. Cahilliğin, aymazlığın bu kadarını anlatmaya benim edebiyatım yetmiyor, idare edin.

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı

ABD hükümeti tarafından gerçekleştirilip “mücahit müslümanlar” tarafından yapılmış gibi gösterilen 11 Eylül saldırılarından sonra ABD’nin terörist kavramı başkalaşım geçirdi. Yenikonuş sözlüğüne göre ABD karşıtı anlamına gelen terörist ve ABD karşıtlığı anlamına gelen terörizm sözcükleri ağızlara sakız edildi. GW Bush’un defalarca tekrarladığı gibi ya ABD’nin tarafında olacaktık, ya teröristlerin. Ortası yoktu. Bu dayatmaya göre Kurtuluş Savaşımız bir terörist eylem, Atatürk, İnönü ve diğer bütün Kuvayı Milliye komutanları terörist. Türk halkı olduğu gibi terörist. Bu ABD karşıtı yazıyı yazan ben de bir teröristim. Okumaya devam edin ‘Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’

Koğuş, kalk!

Ordunun acil durumlarda sivil hayata müdahalesini öngören Emasya protokolü CIA’nın kuklası basın tarafından darbe planı olarak sunulurken, her ülkenin ordusunun doğal felaketlerde ya da polisin gücünü aşan toplumsal olaylarda sivil müdahale yetkisi ile donanmış olduğu nedense hatırlatılmıyor.  “Acil müdahale planı*” diye bir kavram vardır, sayın cahil milletvekilleri… Okumaya devam edin ‘Koğuş, kalk!’

80 milyon vatandaş nasıl köle yapılır?

Önce 4-C yasası çıkarılır:

“4-C çalışanları sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimselerdir.

Okumaya devam edin ’80 milyon vatandaş nasıl köle yapılır?’

Olduvai, Kopenhag ve Küresel Faşizm

Tarihçi yazar Ugo Bardi, Roma’nın yıkılışını net enerji prensipleriyle açıklamaya çalışıyor(1). İddiasını kanıtlarken Joseph Tainter’a(2,3) atıfta bulunuyor.  İddianın özü kişi başına düşen kullanıma hazır enerji miktarındaki azalma ile ilgili. Okumaya devam edin ‘Olduvai, Kopenhag ve Küresel Faşizm’


Bu bloga abone olmak ve güncellemelerden eposta ile haberdar edilmek için tıklayın.

Diğer 133 aboneye katılın