Mısır, Tunus ve Diğerleri

Haberleri okuyunca açıyorum dünya haritasını, bakıyorum. Tunus, Cezayir, Mısır, Yemen, Ürdün, coğrafi olarak birbirine yakın ülkeler. Ancak hafızam bana bu ülkelerin daha belirleyici bir ortak yönleri olduğunu söylüyor. Hemen nationmaster‘ı açıyorum, yanılmıyorum. Bunlar, nüfusu taşıma kapasitesini çoktan ikiye, üçe katlamış, bir başka deyişle nüfusu hızla artan ülkeler. Yeryüzünde yönetim biçimleri muhtelif. Yarı temsili demokrasiden otokrasiye kadar her çeşit var. Teoride sosyalizm ve faşizm arasındaki yelpazede ekonomik düzen alternatiflerimiz de var. Ancak bunların hiçbiri doğal kaynakların geri dönüşü olmayan bir şekilde tüketilmesinin, yani modern uygarlığın dışında, ona alternatif değil. Doğa kanunlarının önünde hiç bir güç duramaz. Biyoloji biliminin uzun süre önce ulaştığı, okullarda bile okutulan sabit gerçekler var. Bir ekosistemin taşıma kapasitesini aşamazsınız. Bir nehir yatağına sıkışmış bir dizi yerleşimden ve uçsuz bucaksız çölden ibaret olan Mısır’da 85 milyon kişi yaşıyor. Mübarek her Mısırlının üçer, dörder çocuğuna iş, ekmek garantisi verdi mi? Verse bile bu Mübarek’in elinde mi? Mısır demokratikleşince biyolojinin kanunları değişecek mi?

BM kurulduktan sonra büyük bir kasıntı ve kibirle dünya insanları birbirinden resmen imkansızı istemeye başladı. Neydi bu? Yiyecek, barınak, geçim sağlama hakları. Bu haklar devletler tarafından tanındığında dünya nüfusu 2,5 milyardı. Şimdi 7 milyar. Yarın 10 milyar, daha sonra 15. Bu böyle gidecek. Ama haklar, yani kerameti, kutsallığı kendinden menkul talepler aynı kalacak. Bu talepleri karşılamak için tüketilmesi gereken doğal kaynak sonsuza kadar artacak. Bu nasıl mümkün olabilir? Dünyanın ezilenleri olarak hakça paylaşım, adil düzen istiyoruz ve bunda sonuna kadar haklıyız ama paylaşmak istediğimiz kaynak en iyimser ihtimalle sabit kalırken bizim sayımız durmadan artıyor. Haklıyken haksız duruma düşmek sözünü hiç sevmiyorum. Ama yaptığımız da tam olarak bu. Ve bunu söylemeye kimse cesaret edemiyor. Kafamız kumda, elimizde bayraklar, anlamsızca bağırıp çağırıyoruz. Bugün Mısır, Tunus. Sırada Suudi Arabistan, Suriye, Sudan, Somali, Nijerya ve elbette TÜRKİYE var.

Siz bu yazıyı okuyana kadar dünyaya doyurulması, giydirilmesi, barındırılması, istihdam edilmesi, eğlendirilmesi gereken 1700 kişi daha geldi.

0 Yanıt to “Mısır, Tunus ve Diğerleri”



  1. Yorum Yapın

Yorum bırakın




Bu bloga abone olmak ve güncellemelerden eposta ile haberdar edilmek için tıklayın.

Diğer 133 aboneye katılın